Hoşap Kalesi

hosapkalesiHoşap, Van Gölü’nün güneydoğusunda yüksek dağlarla çevrili bir plato üzerinde kurulmuştur. Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı nahiye merkezi durumundadır. Urartu’dan beri Van-İran yolu üzerinde yer alması buranın önemini artırmaktadır. Bunun yanında kale ve diğer tarihi eserleri ile de eski ihtişamını bir nebze de olsa yaşatmaktadır.

 

Van’a 60 km. Gürpınar’a 39 km. uzaklıkta bulunan Hoşap, içinden geçen akarsudan adını almaktadır. Günümüzde içerisinden geçen nehrin ikiye böldüğü idari bakımdan fazla gelişemeyen bir yerleşim birimidir. Tarihi eserlerin bulunması turizm potansiyelini artırmakta, bunun dışında tarım hayvancılık ve ticaret halkın başlıca geçim kaynağını oluşturmaktadır.

 

Hoşap’ın bilinen tarihi Urartular’a kadar inmektedir. Bu dönemde, Hoşap Kalesi’nin güneydoğuya açılan Tuşba-Kelişin ordu yolu ile, Van-Kotur doğu yolunun kesiştiği kavşak noktasında askeri bir tesis olarak kurulduğu kabul edilmektedir.

 

Urartular’dan sonra, Van ve çevresi ile birlikte Hoşap Pers, Iskender, Selekvid, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmıştır. Ortaçağda Vaspurakan Prensliği’nin şehirleri arasında yer almış, XI. yüzyıldan itibaren Türklerin hakimiyetine girmiştir.

Selçuklularla başlayan Türk hakimiyeti, İlhanlılar döneminde devam etmiş ve bu dönemde Vilayet-i Ermen olarak adlandırılan Van eyaletinin bir şehridir. Daha sonra Karakoyunlar hükümdarı Kara Yusuf tarafından Mahmudiler olarak adlandırılan aşiret Hoşap’a yerleşmiştir. Burada Mahmudiler , kendi adlarıyla anılan bir beylik kurmuşlardır.

 

Mahmudi Beyleri Karakoyunlu Devleti ‘nin yıkılmasından sonra, Akkoyunlu, Safevi ve en son Osmanlı idaresine girerek varlıklarını korumuşlardır. Bölgede Osmanlı Devleti zamanında bu beylere irsi ocaklık olarak yeni  bir statü kazandırılmıştır. Bu dönemde ”Mahmudi Hükümeti” olarak Hoşap ve çevresini yönetmeye devam etmişlerdir. Özellikle Şerefname’nin verdiği bilgilere dayanarak, bunlar hakkında etraflı bilgi edinmek mümkün olmaktadır. Osmanlı-Safevi mücadelelerinde Osmanlı’dan yana tavır koyup, başarı göstermeleri neticesinde kendilerine bir takım imtiyazlar verilmiştir. Hoşap’ta günümüze kadar büyük ölçüde sağlam kalmış kalede yaşayan bu beyler varlıklarını 1839 Tanzimat Fermanı’nın ilanına dek sürdürmüşlerdir. Osmanlı’nın yeni idari teşkilatlanmasının sonrasında Hoşap, önce Mahmudi, daha sonra da Ma’muret’il Hamid kazasının merkezi durumuna gelmiştir.

Cumhuriyet Türkiye’sinde 1925 yılında kaza, 1927 yılında nahiye, 1954 yılından itibaren ise Gürpınar ilçesine bağlı ”Güzelsu”ismiyle nahiye merkezi olmuştur. Bugün idari yapılanmasını gerçekleştirememiş ve köy olarak kalmıştır.

 

Hoşap’ın adını daha çok kalesi gündemde tutmaktadır. Kale dışında medrese, türbe, köprü ve han gibi çeşitli işlevlerdeki mimari eserleri de üzerinde barındırmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*