Van il merkezinin sınırları içerisinde olup,merkeze 5 km mesafede bulunmaktadır. Van ovasındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Kayalık,20-120 m arasında değişen genişlikte, 1800 m uzunluğunda ve 100 m yüksekliğinde doğal bir kütleye sahiptir. Güneyden sarp ve dik,kuzeyden meyilli topoğrafik bir özellik göstermektedir. Üç bölümlü kalenin kuzeyindeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir.
Tuşba adıyla uzun süre Urartu devletinin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı I.Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur.
Kalede, Urartular’dan kalma Madır (Sardur) burcu, Analı kız açık hava tapınağı, 1.Argişti, Kurucular, Menua, ve II. Serduri kaya mezarları, Bin merdivenler ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunmaktadır.
Kalede Urartular’dan sonra Osmanlı’ya kadar Pers yazıtı dışında herhangi bir kalıntı gelmemiştir. Doğu tarafındaki sur ve kuleler, kuzeybatıya bakan kale giriş kapısı, tahkimat ve diğer beden duvarları, Yukarı kale, Süleyman Han Camii ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli yapılar Osmanlı döneminden kalmadır. Tahkimatı sağlayan beden duvarları, burçlar ve kuleler moloz taş, kerpiç ile kesme taş malzemeden yapılmıştır. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin siluetini oluşturmaktadır.
Osmanlı döneminde kale tamamen askeri amaçlı kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin güneyinde kurulmuştur. Burası da surlarla çevrilmiş. 1915 den sonraki tahrip olmuş haliyle günümüze ulaşmıştır.
MEHER KAPI
Tuşba’nın II. başkenti olan Rusahinili’nin 600 m. batısında bulunmaktadır. Meher’in kelime manası “ aydınlatan” anlamına gelmektedir. Diğer anıtsal kaya kapılarında olduğu gibi bu kapıdan Tanrı Haldi’nin bir ışık demeti içinde çıkacağına inandığı için bu isimle anılmıştır. Bunun yanında çeşitli efsaneler arasında Hz. Ali’ye ait ganimet ve atların burada bulunduğu ve her yıl bir gün açıldığına inanılmaktadır. Diğer bir inanış ise, bir çobanın kapının tılsımını söyledikten sonra içinde hazine bulunan kapı açılmıştır. İçeri giren çoban burada uykuya dalmış, uyandığında tılsımı unutmuş ve bir daha çıkamamıştır. Urartu krallarından İşpuini ve oğlu Menua dönemlerinde M.Ö 820–810 tarihleri arasında Tanrı Haldi adına yaptırılmıştır olan Meher Kapı, kalker kayalığın yontulması ile yapılmış nemli bir inanç merkezidir. Ön cephesinin büyük bir özenle düzeltilmesiyle oluşturulan dikdörtgen biçimli kapının çevresi iki çerçeve ile sınırlandırılmıştır. 2.60 m. genişliğinde ve 4 m. yüksekliğindedir. Bu kapıda diğer kapılarda olduğu gibi kutsal olarak kabul edilmektedir. Cam gibi düzeltilen kapının iç yüzeyine 47 satırdan oluşan çivi yazısı yazılmıştır. Yok edilmesine tedbir olarak asıl metin yenilenmiş ve bu haliyle yazıt 94 satırdan olmuştur. Urartular çok tanrılı bir din anlayışına sahip oldukları gibi ele geçirdikleri bölgelerin tanrılarını da kutsal saymış ve bu tanrılara inanmışlardır. Urartu Krallığına ait tüm tanrıların belli bir düzen içinde verildiği bu yazıtta, tanrılara ne zaman ve ne tür hayvanların kurban kesileceği belirtilmiştir. Bu bilgiler en iyi şekilde Meher Kapı’da karşımıza çıkmaktadır. Tanrı listesinin başında Tanrı Haldi gelir. Daha sonra Tanrı Teişeba ve son olarak da Tanrı Şivini gelmektedir.